Ekonomiyi dolara endeksleyen beyinler. Dolar topladıkça zengin olmayı düşünürler. Kazanmanın üretmekte olduğunu bilmezler mi de tüketimin, harcamanın eşiğinde aç susuz durdukları dalı kesmekteler. 

Çalışmadan kazanmak olsaydı. Dünya ekonomisini elinde tutan aileler; binbir dalda bin bir şirket kurmazlardı. Onlar şirket kurup üretimin hizmet kısmından tutun da madde ve maden kısmına kadar her kısmında en yerleri parsellerken. Bizim popüler ekonomistlerimiz namı diğer dolarcılarımız o işyerlerinde hamallık ve kölelik ederek çalışıp kazandıkları kuruşlarla ya da güvence gösterip çektikleri kredilerle dolar polemiği yaparken. 

Kendilerini çok bilmiş ve tek gerçek görerken. Doların baronları evlerinde yada şöyle diyelim ev köylerinde koltuklarına uzanmış, bahçelerinde bir kaç inek ve sebze bahçelerinden beslenerek kıs kıs gülerken. Faizci dolarcılar da ülkelerine muhalif polemiği oluşturmakta.

Üreterek yada ürettirerek asıl kazananlar ise göstermelik gösterişleri ile toplumların gözlerini kör ederek dünya üzerinde ki üretimi tamamen tüketme gayretindeler. 

Şimdi uyuma, susma, koyun gibi sloganlar ile asıl kimin uyuduğunu anlayabildik mi? Anlayamayız anlamamız da zor. Çünkü daha dün çuval çuval, kamyon kamyon ürünleri bahçemizde üretirken sıradan bir eda hatta ezik bir düşünce ile ya sataıyor ya da tüketiyorduk ve kendimize yaftaladığımız köylü etiketinin yüceliğini unutarak yerinmenin gocunması ile yok olduk.

Ve zaman geçti gün doğdu dolar tüccarı, ekonomist olduk çıktık. Ülkemizin ülke olma adına hiç bir katkıda bulunmadan. Ekonomiye zerre faydamız olmadan ezberimizde Hükümet batırdı, battık gibi nidlar ile şovmenlik ve hainlikten ötelere gidemedik.  

Ve hala köylü şehirli ayrışımı kafasındayız. Ülkemizin ve Allah'ın verdiği niğmetleri, fırsatları görmeden değerlendirmeden. Otururken kağıttan kağıt kazanma peşindeyiz...